14 Haziran 2021 Pazartesi

MEDYA OKURYAZARLIĞI TEMALI İŞBİRLİĞİNE DAYALI ORTAK ÜRÜNÜMÜZ

 

İnternetin Sivilceli Yüzü

 

1.      BÖLÜM

                                       Pakize Narin Anadolu Lisesi

Okurcan, 15 yaşında, içine kapanık bir öğrenciydi.Sınıftaki arkadaşları her şeyi alay konusu yapabilirdi. Birisi bir soruyu yanlış mı bildi, bir hafta boyunca bu alay konusu olurdu. Okurcan arkadaşlarının bu huyunu bildiği için yüzünde artan sivilcelerinin alay konusu olabileceği korkusuyla annesinin fondötenini yüzüne sürüyordu. Bir gün arkadaşları sınıfta su savaşı yaparken yüzüne şiddetle çarpan su fondöteni akıttı ve korktuğu başına geldi. Okurcan, sınıfın yeni alay konusuydu. Aslında hiç umursamaması gereken bir konuyu o kadar büyütmüş ki kafasında, orada ağlamaya başlamıştı. Okul çıkışında bir arkadaşıyla buluşması gerekirken onunla da buluşmadan eve geldi. Doğruca odasına girip ağlamaya başladı. Ailesi de evde olduğu halde oğullarının bu hallerinden hiç şüphelenmemişlerdi. Belki de onunla konuşsalardı olay bu kadar büyümeyecekti. Okurcan çekmecesindeki aynayı alıp yüzüne baktı. “Bu lanet sivilcelerden kurtulmalıyım.” diye içinden geçirdi. Daha sonra Okurcan telefonunda “sivilcelerimizi nasıl hızlı bir şekilde yok edebiliriz?” başlığı altında olan tüm sitelerde dolaşmış ve ona güzel bir yüz vaat eden bir krem görmüştü. Evet, bu krem Okurcan’ın ölüm kalım meselesi haline gelmiş sivilcelerini anında yok edebilirdi. Okurcan hemen annesinin cüzdanından kredi kartını izinsiz alarak kremi güvenli olmayan bir siteden sipariş etmişti.

Krem iki gün içinde gelmiş, Okurcan kremi kutusundan çıkardığı gibi yüzünü yıkayıp bu kremi tüm yüzüne uygulamıştı. Ona göre krem anında sivilcelerini yok edecekti. Sivilceleri geçmediği gibi yüzü de domatese dönmüştü. Hâlbuki bu kreme çok fazla para vermişti ve aldığı sitede kremin sivilceleri anında geçireceği söyleniyordu. Yarın bu suratla okula nasıl gidecekti? Çaresizlikten ağlamaya başladı. O anda içeri giren annesi durumu fark edip ne olduğunu sordu. Okurcan annesine her şeyi ağlayarak anlattı. Annesi hem kredi kartını izinsiz kullandığı için hem de doktora danışmadan ilaç kullandığı için Okurcan’a kızdı. Hemen annesi iyi bir cilt hastalıkları doktorundan randevu aldı. Okurcan, doktoru beklerken annesi de Okurcan’ın sınıf öğretmenini arayıp bugün okula gelemeyeceğini bildirdi.Doktora durumu anlatıp kremi verdiler.Doktor bu kremi görünce gülümsedi ve Okurcan’a “herkes bunun gibi kremler kullanıp benim kapımı çalıyor,bu gibi kremlerin uzman doktor kontrolü olmadan kullanılması çok tehlikelidir.” dedi. Okurcan da araştırmadığına bin pişman bir halde kafa salladı.

Doktor Okurcan ile devlet meselesi haline gelen sivilceleri hakkında konuştuktan sonra ona bir jel önerdi. Okurcan bu jeli bir hafta kullanınca yüzündeki kızarıklıklar, bir ay sonrada yüzündeki sivilceler geçti. Okurcan, internette gördüğü her bilgiye inanmaması gerektiğini anlamıştı. Başından geçenleri arkadaşlarına anlatmış ve onları internetteki tuzaklara karşı uyardı.

2.      BÖLÜM

                                               Sadık Yılmaz MTAL

Okurcan, internetteki ürünlerin gerçeği yansıtmayan reklamlar ile tanıtılmasına ve satılmasına karşı arkadaşlarını uyarmış ve gönül rahatlığı içinde eve dönmüştü. Fakat işler hiç de öyle değildi. Kapıda, annesinin suratını görene kadar halinden gayet memnundu. İçeri girdiğinde babası ve annesi kızgın bir yüz ifadesi ile panik halindeydiler. Ne yapacaklarını düşünüyorlardı, çünkü banka hesaplarından kendi kullanımları haricinde yüksek miktarda bir harcama yapıldığını öğrenmişlerdi. Sebebi ise Okurcan`ın aldığı sivilce kreminin güvenli olmayan bir siteden temin edilmiş olmasıydı. Okurcan kredi kartı bilgilerinin çalındığını duyduğunda şoka girdi. İnternetin bilinçsizce kullanımının ona ne kadar pahalıya mal olduğunu bir şekilde anlamış oldu.

 

3.      BÖLÜM

PeutingerGymnasium

Okurcan bu olay üzerine derin düşüncelere daldı. Ne yapması gerektiğini düşünüp duruyordu. Aradan günler geçmişti ama hâlâ sağlıklı düşünemiyordu. İşin en kötü kısmı ise anne ve babasının kendisine soğuk davranmasıydı. Bu onu çok üzüyordu ve bir çözüm bulması gerekiyordu.

Aklına bir fikir geldi ama kabul edilip edilmeyeceğini bilmiyordu. Kendisine bir iş bulmalıydı. Gazetelerdeki iş ilanlarına baktı ama istediği gibi bir iş yoktu. Okurcan simit satıp parayı denkleştirmeyi amaçladı, ama gazetede böyle bir ilan yoktu. İnternete baktığında kendisine heyecanlandıran bir fırsat gördü. “2 dakikada 2000 TL kazanmaya ne dersiniz? “Okurcan hiç düşünmeden oraya tıkladı ve sayfada özel bilgilerinin istendiğini fark etti. Bunun bir tuzak olabileceğini düşündü ve hemen bilgisayarı kapattı.

Aklına babasının bir arkadaşı geldi. Selim amca oturdukları mahallede simit fırını işletiyordu. Babasının arkadaşı olduğu için kendisini kırmayacağının farkındaydı. Para kazanıp anne ve babasının kredi kartı borcunu ödeyebilirdi.

 

 

4.      BÖLÜM 

Ulviye Matlı Fen Lisesi Karacabey Bursa

Okurcan aklına gelen fikir üzerine bir süre daha düşündükten sonra Selim amcaya gitmenin gayet mantıklı olduğuna karar verdi. Hafta sonu fırına gitti.Selim amcaya hatasını ve bunun sonucunda başına neler geldiğini anlattı. Sıra ona buraya neden geldiğini söylemeye gelmişti. Önce çekinerek sonra da gururla onun yanında çalışmak istediğini, hatasını telafi etmek için sokakta simit satabileceğini söyledi. Selim amca Okurcan’a yapmak istediğinin çok güzel bir şey olduğunu söyledi sonrada “ Hayatın seyrini medya oldukça değiştirdi. İnsanlar medyada  gördükleri, okudukları yüzünden kapalı alanlardaki satışların sağlıklı ve temiz olduklarına güvenemiyorlar. Haliyle insanların sokakta satılan bir yiyeceği almamalarına şaşmamalı. Ayrıca sen daha bir çocuksun ne kadar istesen de  senin çalışmak yasak ve oldukça tehlikeli.” dedi. Okurcan da  Selim amcaya bu durumda ne yapabileceğini sordu. Selim amca biraz düşündükten sonra sabahları okula gitmeden önce gazete ve ekmek siparişlerini dağıtabileceğini söyledi. Okurcan ve Selim amca bir karara vardıkları için gayet mutluydular.

Ertesi gün Okurcan siparişleri dağıtmaya erkenden başladı. Bazen insanlar ona neden çalıştığını soruyorlardı. Okurcan ise onlara bu işi yaparken eğlendiğini ve sorumluluk sahibi olmaya erken yaşta alışması gerektiğini söylüyordu. Bunu duyan insanlar onu tebrik ediyorlardı. Okurcan son gazete ve ekmeği sahibine bırakmak için zili çalacaktı ki gazetenin manşetini gördü: “ EKMEK FIRININDA FARE ZEHRİ” …

Okurcan  bu yazıyı okuduktan sonra aklına Selim amcanın anlattıkları geldi gerçekten de insanlar güvenememekte haklıydılar. Okurcan şiparişi verdikten sonra okula gitti. Bütün gün gazetede okuduğu manşeti ve daha bunun gibi nicelerinin olabileceğini düşündü. Okul bittikten sonra eve giderken bir gazete aldı ve okumaya başladı. “ RESTORANTTA YEMEKLER VE  TEMİZLİK MALZEMELERİ İÇ İÇE” , “ ELDİVENSİZ PASTANE”…

Manşetler alt alta sıralanırken Okurcan eve varmıştı. Eve geldiğinde çalışma girişimini öğrenmiş olan anne ve babası onunla konuşmaya başladı. Her insanın başına böyle şeyler gelebileceğini önemli olanın ders çıkarmak ve bu gibi durumların üstesinden gelebilmek olduğunu söylediler. Annesi de babası da onun bu duruma ne kadar çok üzüldüğünü ve suçluluk duyduğunu anladılar. Bu yüzden Okurcan’ın üstüne fazla gittiklerini anladılar ve babası ona “ Bizden habersiz çalışmaya başlamana ikimizde çok üzüldük ama aynı zamanda hatanı anlayarak sorumluluk alman bizi sevindirdi. Bu yüzden istersen çalışmaya devam edebilirsin ama sakın kendini suçlu hissetme. Bu gibi durumlar her gün binlerce kişinin başına geliyor.” dedi.

 

5.      BÖLÜM

Köprüören Tek Termik Ortaokulu Kütahya

Okurcan, ailesinin onunla iletişime geçmesinden çok memnundu.Onu anladıkları için mutluydu.Artık çalışmak zorunda olmadığını öğrenince de rahatladı.Ama o gazete manşetleri aklına takılmıştı bir kere bunu kendi kafasında aydınlatmadan bu işi bırakamazdı.Sürekli düşünüyordu “ EKMEK FIRININDA FARE ZEHRİ”…Ya doğruysa?..Çok korkutucu olan bir gerçeği ortaya çıkarmış olacaktı.Ya da Selim amcanın da dediği gibi yanlış haberler, insanların ekmek parası kazanmasını ve işlerini zorlaşıyorsa?Bu gerçeği mutlaka öğrenmeliydi.Zaten kendisi de bu yalan haberler yüzünden bir sürü hata yapmamış mıydı?Bu düşünceler içinde çalışmaya devam etme kararı aldı.Ertesi gün fırına gittiğinde ekmekleri dağıtmadan önce lavobaya girmek istedğini söyledi .Fırının  arka tarafında yer alan lavobaya giderken hızlı bir şekilde etrafı inceledi. Hamurlar bir cihazın içinde yoğuruluyor el değmiyordu daha sonra da çalışanlar eldiven ve maske takıyorlardı. Etraf da tertemiz pırıl pırıldı.O an “ama bu haksızlık “ dedi içinden.Yine gerçekleri yansıtmayan bir haber yüzünden insanlar mağdur oluyordu. Bu duruma çözüm bulmak için hemen düşünmeye başladı. Fırından ekmekleri alıp çıkarken bir anda:

-Buldum! Diye haykırdı . Herkes şaşkınlıkla Okurcan’a bakıyordu. Çaktırmadan

-Şeyyy..dedi ve gülümseyip oradan uzaklaştı.

Aklına gelen çözümü düşündükçe heyecanlanıyordu. Okula gittiğinde ilk işi öğretmenine anlatıp bu sene projesinin çalıştığı fırının günlük rutinlerini temizlik hijyen çalışanların giyimleri davranışlarını incelemek istediğini söyleyecekti. Hatta öğretmeninden yardım alıp sosyal medya aracılığıyla doğru bilgiyi diğer insanlara da aktarma fikri de geçti aklından.

6.      BÖLÜM

Mezitli İmam Hatip Ortaokulu

Okurcan bir hevesle okula gitti ki görülmeye değerdi. Yüzündeki ifade, kendinden emin, çok şey başarmış kocaman kocaman adamların haklı gururunu yansıtıyordu. O gururla öğretmeninin karşısına geçti  ve aklından geçen proje fikrini en ince ayrıntısına kadar öğretmenine anlattı. Proje şöyleydi: Medya, İnternet ve Sosyal Medya haberlerinin iş yerleri hakkında yaptığı haberleri araştırarak, haberlerde bahsedilen iş yerlerine  ulaşacak, belediye görevlileri ile birlikte incelemelerde bulunulacak, iş yeri sahipleri ile röportaj yapılacaktı. Sonra da yanlış ve asılsız haber yapan yayın organlarının düzeltme yapması için girişimlerde bulunulacak. Böylece asılsız yere mağdur edilen iş yeri sahipleri kendilerini yine medya  yoluyla aklayabileceklerdi.

Bu proje fikri Okurcan' ın öğretmenini de heyecanlandırdı. Ayrıntılar üzerinden biraz daha geçtikten sonra bu proje ile hem okullarının adını duyuracaklar hem de medya yoluyla oluşturulan yanlış algı tuzakları konusunda ulaşabildikleri herkesi bilgilendirebileceklerdi. Böylece masum insanlar zarar görmemiş olacaktı.

Aynı hafta içinde (gerekli izinler alındıktan sonra) Okurcan okulunun konferans salonunda "Medya, Sosyal Medya, İnternet" konulu bir sunum yaptı. Sunumun organizasyonunu öğretmeni yaptığından  bu Okurcan için zor olmadı. Okuldaki bütün arkadaşlarına ve öğretmenlerine proje fikrinden de bahsedip katılmak isteyenleri projesine davet etti. Büyük bir çoğunluk Okurcan 'ın projesine katıldı. Artık yalnız değildi. Bundan sonra yapılması gereken işe nereden başlayacaklarına karar verip harekete geçmekti.

7.      BÖLÜM

Ferizli Ortaokulu

Ertesi gün ilk önce projeye dâhil olan arkadaşlarıyla bir araya gelip bir toplantı gerçekleştirdiler. Herkes fikrini dile getirdi. Bu projede kimin hangi görevde bulunacağı kararlaştırıldı. Ortak fikir gruplara ayrılıp iş bölümü yapmaktı. Birinci grupta yer alan öğrenciler çevrelerinde asılsız haberler yüzünden mağdur olan iş yerleri hakkında araştırma yapacak ve araştırma sonucunda gerekli bilgileri sosyal medya hesaplarından paylaşacaktı. İkinci grup haberlerde bahsedilen işyerlerine ulaşacak ve iş yeri sahipleriyle röportaj yapacak, üçüncü grup ise belediyeyle iletişime geçip iş yerlerinin incelenmesinde rol oynayacaktı. Okurcan bu konularda diğer arkadaşlarından daha çok bilgiye sahip olduğu için ve tecrübelerine de dayanarak grupları koordine edecekti. Ne de olsa eşekten düşmüşün halini en iyi eşekten düşmüş anlardı ve sosyal medyadan o da mağdur olmuştu.

Çok vakit kaybedilmeden birinci gruptaki öğrenciler öğretmenleriyle birlikte ‘’Asılsız Haberlere Son’’ adında sosyal medyada hesap oluşturdular. Edindikleri bilgileri ve konu olan iş yerlerini buradan duyurabileceklerdi. Gerekli araştırmaları yaptılar. Çevrelerinde mağdur olan kişileri tespit ettiler ve bu kişiler hakkında yapılan haberleri derleyip Okurcan ile paylaştılar. Okurcan bilgileri okudu ve ikinci ve üçüncü grupta bulunan arkadaşları ile paylaştı. Bunun üzerine onlar da vakit kaybetmeden harekete geçtiler. İşler şimdilik yolunda gidiyordu. Okurcan bu projenin adım adım ilerlediğini gördükçe mutluluktan ağzı kulaklarına varıyordu. İnsanlara yardım etmek ve bunun için öncü olmak paha biçilemez bir gurur yaşatıyordu ona.

8.      BÖLÜM

Bostancılar Ortaokulu/ Şanlıurfa

Aradan birkaç gün geçmişti. Okurcan ve arkadaşları elde ettikleri bilgileri birbirleriyle paylaşmışlardı. Artık son aşamaya gelinmişti. Toplanan bilgileri “Asılsız Haberlere Son” adlı sosyal medya hesaplarında paylaşmak kalmıştı. Bu görevi arkadaşları Okurcan’a vermişlerdi. Çünkü Okurcan’ın sayesinde bu projeye başlanmıştı. Okurcan “Asılsız Haberlere Son” sosyal medya hesaplarında bu yaptıkları araştırmayı paylaşacaktı. Hesaba girdiğinde karşısına reklamlar çıktı. Bu reklamlar Okurcan’ın dikkatini çekti ve onları izlemeye başladı. Bu reklamları izlerken bağımlı hâle geldi, sürekli karşısına çıkan her reklama tıklıyor ve onu izliyordu. Okurcan her gördüğü reklamı beğeniyor ve uyarı mesajı alıyordu buna rağmen izlemeye ve sayfanın onu yönlendirmesine izin veriyordu. Okurcan reklamlara o kadar dalmıştı ki yaptıkları araştırmayı sosyal medya hesabından paylaşmayı unutmuştu. Asıl görevini unutan Okurcan uyarı mesajlarına dayanamayıp reklamlara bakmayı bıraktı ancak o bu kararı alana kadar tüm arkadaşları görevlerini bitirmiş bir tek Okurcan kalmıştı. Aceleyle görevi olan “Asılsız Haberlere Son” ile ilgili bilgileri sosyal medya hesaplarından paylaşmaya başlayacaktı ki vakit çok geç olmuştu reklamlara olan dalgınlığı nedeniyle kaybettiği zamanı artık geri almazdı. O an aklına şu geldi asılsız haberler kadar reklamlarda insanlar üzerinde oldukça büyük bir etki bırakıyormuş. Ardından sosyal medyada paylaşacağı bilgilerin yanına bir de reklamların insanlar üzerine olan etkisini konu alabileceği fikri bir şimşek gibi çaktı aklında. Böylelikle kaybettiği zamanı telafi edebilirdi ve insanlara daha çok faydalı olabilirdi. Ayrıca “Asılsız Haberlere Son” sosyal medya hesaplarında reklamlar için de ayrı bir bölüm açılabilirdi. Tüm bu düşüncelerle birlikte göz kapakları artık gittikçe ağırlaşan Okurcan uykunun güzel kollarına bıraktı kendini. Gece boyunca rüyasında reklamların renkli dünyasını keşfe çıkan bir gezgin misali oradan oraya savruldu.

Ertesi sabah çok yorgun olmasına rağmen heyecanla birlikte epey dinç görünen Okurcan vakit kaybetmeden “Asılsız Haberlere Son” adlı sosyal medya hesaplarından arkadaşlarının topladığı bilgileri paylaştı. Kısa süre içerisinde Okurcan ve arkadaşlarının hesabı birçok esnaf ve mahalleli tarafından hatta tanımadığı insanlar tarafından takibe alındı. Yapılan paylaşımların altına yorumlar ve beğeniler geldi. Hesap için gelen her bildirim Okurcan’ın kalbinin hızla atmasına ve yüzünde istemsizce bir tebbessüme yol açıyordu. Okurcan heyecanına engel olamıyordu. Aslında Okurcan bu durumdan epey memnun görünüyordu. Bu arada aklının bir köşesinde yer edinen reklamların insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini de bir an önce araştırmaya başlamalıydı. İnternette gördüğü reklamların insanlar üzerinde ürün kalitesini bilmeden tanıtarak algı yanılgısına, zaman ve tasarruf kaybına neden olduğunu fark etmişti bir kere.  Bu konudan epey rahatsız olan Okurcan insanları bu konu hakkında da aydınlatmak gerektiğini düşündüğü için bu işin peşini bırakmamaya kararlıydı.

9.      BÖLÜM

Dağkadı Ortaokulu Bursa Karacabey

Okurcan reklamlar konusunda bilgilenmek için araştırmalara koyuldu. Araştırma sonuçlarını projelerinin “Asılsız Haberlere Son” adlı sosyal medya hesaplarından paylaşmakta kararlıydı. Okurcan için tek bir sorun vardı. O da reklamları araştırmaya nereden başlayacaktı. Okurcan reklamları araştırmak için bir plan yapması gerektiğini düşündü. Okurcan yapması gerekenleri düşünürken odasının kapısı açıldı. Okurcan’ın annesi içeriye girdi ve Okurcan’ı yemek yemeye çağırdı. Okurcan yemek masasına doğru yol aldı. Bir de ne görsün. Okurcan’ın dedesi masada okurcanı bekliyor. Okurcan dedesini görünce çok sevindi. Okurcan dedesinin elini öptü ve masaya oturdu. Okurcan projesi için yaptığı araştırmalara o kadar çok yoğunlaşmıştı ki dedesinin evlerine geldiğini fark bile etmemişti. Dedesinin Okurcan’a bir sürprizi vardı. Okurcan uzun süredir bisiklet istiyordu. Dedesi Okurcan’a bisiklet almıştı. Okurcan ve dedesi yemeklerini yedikten sonra aşağıya indiler. Dedesi Okurcan’a bisikleti gösterdi. Artık bu bisiklet senin dedi. Okurcan bu sürpriz karşısında mutluluktan havalara uçtu. Artık onun da boyuna uygun bir bisikleti vardı. Akşam olmuştu. Okurcan bisiklete binmek için heyecanla ertesi günü bekliyordu. Okurcan’ın annesi mısır patlatmış, babası da semaverde çay demlemişti. Okurcan ve dedesi Okurcan ve arkadaşlarının projeleri ile ilgili konuşuyorlardı. Konu reklamlar olunca Okurcan dedesine heyecanla şu soruyu sordu: Dede, bana aldığın bisikleti hangi internet reklamında görerek aldın? Dedesi, ben internete girmeyi bilmiyorum. Bizim zamanımızda internet mi vardı? İlahi Okurcan. Bizim mahalledeki Bisikletçi Mehmet’e gittim. Bisikletçi Mehmet çok güvenilir bir insandır. Yıllardır tanırım onu. Bana birkaç tane bisiklet gösterdi. Ben de senin için en uygun ve güzel olan bisikleti aldım. Okurcan bu duruma çok şaşırmıştı. Çünkü alışverişin sadece internet üzerinden yapıldığını düşünüyordu. Nede olsa her gün evlerine kargo geliyordu. Çünkü annesi ve babası birçok şeyi internetten alıyordu. Aldıkları ürünler de kargo ile evlerine geliyordu. Okurcan anladı ki reklamlarda gördüğü ürünleri çevresinde bulunan dükkanlardan bakarak ve dokunarak alabilirdi. Okurcan bu durum karşısında dedesine şu soruyu yöneltti: Dede geçmiş yıllarda reklamlar var mıydı?

10.  BÖLÜM

Hasköy Ortaokulu

-Dedesi de: Oğlum elbette reklamlar az da olsa mecmualarda ya da gazetelerde vardı. Onlara bakıp yanılanlar da oluyordu; fakat bu kadar çok sosyal medya-reklam zorbalığı ve dolandırıcılığı olmuyordu, olamıyordu. Ürünü reklamlarda görüp merak eden kişiler, gördüklerini yine dükkanlara gidip alıyordu. Böyle görerek ve dokunarak aldıkları için de insanlar birbirlerine güveniyorlar; itimat ediyorlardı. Bir sorun çıktığında da satıcıya gidip ürünü ya değiştiriyorlardı ya da iade edebiliyorlardı. Şimdi öyle mi? Her gün haberlerde yeni bir dolandırıcılık türü ya duyuyoruz; ya da bununla ilgili haberler okuyoruz. Ama neden bir düşün bakalım, Okurcan? dedi dedesi.

Okurcan, dedesinin söylediklerini şöyle bir düşündü. Evet gerçekten de ne kadar çok haber çıkıyordu. Kendisi de bu tuzağa düşmemiş miydi? İnternette gördüğü bir reklam cildini neredeyse geri dönülmez bir şekilde mahvedecekti. Kendi kendine “İşe buradan başlamalıyım” dedi. Derin bir nefes aldı. İçinden geçenleri paylaşmadan “ Neden, dede?” dedi.

-“Okurcan, insanlar tanıdıkları, bildikleri insanlara güvenirler. Sen şimdi gelsen bana, benden bir şey satın alsan, beni tanıdığın bildiğin için ben sana yanlış, hatalı yada bozuk bir ürün satabilir miyim? Satamam. Satsam yerim belli, izim belli, dükkanım belli. Sen beni gidip rahatlıkla şikayet edebilir misin? – Evet. İşte bu yüzden yüz yüze de olsa internet üstünden de olsa alışveriş yaparken mutlaka bildik tanıdık firmalardan alışveriş yapmalıyız ki bir sıkıntımız olduğunda ya da ürün iadesinde sorun yaşamayalım. İnternet üstünde gördüğümüz her firmayı güvenilir zannedersek, dolandırıcılar, her gün daha yüzlerce hatta binlerce insanı dolandırmaya devam ederler. İnternetten alışveriş her ne kadar bize zaman tasarrufu yaptırsa da bu bize zarar olarak geri dönebilir de. Eğer zamanımız varsa internetten değil gidip görerek almayı tercih etmeliyiz.

-Okurcan: Peki ya dedeciğim bizler böyle bilinçsizce internetten almaya devam edersek nasıl olacak bu dolandırılan insanların hali?

-“ Eğer bilinçsiz insanlar böyle para kazanan dolandırıcılara kanıp alışverişe devam ederlerse dolandırıcılara da gün doğacak. Günden güne çoğalacaklar.

Okurcan artık herşeyin farkındaydı. İnternetin iyi yüzünü bildiği gibi kötü yüzünü de biliyordu. Güvenilir olmayan sitelerin ne kadar korkunç olduğunu. Kişisel bilgilerin ve şifrelerin ulu orta her yerde paylaşılmaması gerektiğini. Yalan haberlerin ne kadar hızlı yayıldığını. Reklamların, özellikle yanıltıcı reklamların başta zaman olmak üzere pek çok şey kaybettirdiğini. Her zaman güvenilir yerlerden ve mümkünse görerek, dokunarak alışveriş yapılması gerektiğini. Okurcan artık bunların hepsini biliyordu. Hatta halkı bu konuda bilinçlendirmek için arkadaşlarıyla kurdukları bir sosyal medya siteleri bile vardı. Okurcan'ın bundan sonraki en büyük hedefi :iki yüzünü de bildiği sosyal medya hakkında kendi bildiği şeyleri ulaşabildiği en geniş çevreye yaymak, toplumu uyarmak ve bilinçlendirmekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

PROJE SONU İŞBİRLİĞİNE DAYALI KİTAPÇIĞIMIZ

  DeğerEleştiriyorum e-Twinning Projesi'nde sona gelindi. Öğrencilerimizin sosyal medya başta olmak üzere medya ve çevrimiçi ortamlarda ...