İnternetin Sivilceli Yüzü
1.
BÖLÜM
Pakize
Narin Anadolu Lisesi
Okurcan, 15 yaşında, içine kapanık
bir öğrenciydi.Sınıftaki arkadaşları her şeyi alay konusu yapabilirdi. Birisi
bir soruyu yanlış mı bildi, bir hafta boyunca bu alay konusu olurdu. Okurcan
arkadaşlarının bu huyunu bildiği için yüzünde artan sivilcelerinin alay konusu
olabileceği korkusuyla annesinin fondötenini yüzüne sürüyordu. Bir gün
arkadaşları sınıfta su savaşı yaparken yüzüne şiddetle çarpan su fondöteni
akıttı ve korktuğu başına geldi. Okurcan, sınıfın yeni alay konusuydu. Aslında
hiç umursamaması gereken bir konuyu o kadar büyütmüş ki kafasında, orada ağlamaya
başlamıştı. Okul çıkışında bir arkadaşıyla buluşması gerekirken onunla da
buluşmadan eve geldi. Doğruca odasına girip ağlamaya başladı. Ailesi de evde
olduğu halde oğullarının bu hallerinden hiç şüphelenmemişlerdi. Belki de onunla
konuşsalardı olay bu kadar büyümeyecekti. Okurcan çekmecesindeki aynayı alıp
yüzüne baktı. “Bu lanet sivilcelerden
kurtulmalıyım.” diye içinden geçirdi. Daha sonra Okurcan telefonunda “sivilcelerimizi nasıl hızlı bir şekilde yok
edebiliriz?” başlığı altında olan tüm sitelerde dolaşmış ve ona güzel bir
yüz vaat eden bir krem görmüştü. Evet, bu krem Okurcan’ın ölüm kalım meselesi
haline gelmiş sivilcelerini anında yok edebilirdi. Okurcan hemen annesinin
cüzdanından kredi kartını izinsiz alarak kremi güvenli olmayan bir siteden sipariş
etmişti.
Krem iki gün içinde gelmiş, Okurcan
kremi kutusundan çıkardığı gibi yüzünü yıkayıp bu kremi tüm yüzüne uygulamıştı.
Ona göre krem anında sivilcelerini yok edecekti. Sivilceleri geçmediği gibi
yüzü de domatese dönmüştü. Hâlbuki bu kreme çok fazla para vermişti ve aldığı
sitede kremin sivilceleri anında geçireceği söyleniyordu. Yarın bu suratla
okula nasıl gidecekti? Çaresizlikten ağlamaya başladı. O anda içeri giren
annesi durumu fark edip ne olduğunu sordu. Okurcan annesine her şeyi ağlayarak
anlattı. Annesi hem kredi kartını izinsiz kullandığı için hem de doktora
danışmadan ilaç kullandığı için Okurcan’a kızdı. Hemen annesi iyi bir cilt
hastalıkları doktorundan randevu aldı. Okurcan, doktoru beklerken annesi de
Okurcan’ın sınıf öğretmenini arayıp bugün okula gelemeyeceğini bildirdi.Doktora
durumu anlatıp kremi verdiler.Doktor bu kremi görünce gülümsedi ve Okurcan’a “herkes bunun gibi kremler kullanıp benim
kapımı çalıyor,bu gibi kremlerin uzman doktor kontrolü olmadan kullanılması çok
tehlikelidir.” dedi. Okurcan da araştırmadığına bin pişman bir halde kafa
salladı.
Doktor Okurcan ile devlet meselesi
haline gelen sivilceleri hakkında konuştuktan sonra ona bir jel önerdi. Okurcan
bu jeli bir hafta kullanınca yüzündeki kızarıklıklar, bir ay sonrada yüzündeki
sivilceler geçti. Okurcan, internette gördüğü her bilgiye inanmaması
gerektiğini anlamıştı. Başından geçenleri arkadaşlarına anlatmış ve onları
internetteki tuzaklara karşı uyardı.
2.
BÖLÜM
Sadık
Yılmaz MTAL
Okurcan, internetteki ürünlerin gerçeği yansıtmayan reklamlar ile
tanıtılmasına ve satılmasına karşı arkadaşlarını uyarmış ve gönül rahatlığı
içinde eve dönmüştü. Fakat işler hiç de öyle değildi. Kapıda, annesinin
suratını görene kadar halinden gayet memnundu. İçeri girdiğinde babası ve
annesi kızgın bir yüz ifadesi ile panik halindeydiler. Ne yapacaklarını
düşünüyorlardı, çünkü banka hesaplarından kendi kullanımları haricinde yüksek
miktarda bir harcama yapıldığını öğrenmişlerdi. Sebebi ise Okurcan`ın aldığı sivilce
kreminin güvenli olmayan bir siteden temin edilmiş olmasıydı. Okurcan kredi
kartı bilgilerinin çalındığını duyduğunda şoka girdi. İnternetin bilinçsizce
kullanımının ona ne kadar pahalıya mal olduğunu bir şekilde anlamış oldu.
3.
BÖLÜM
PeutingerGymnasium
Okurcan bu olay üzerine derin düşüncelere daldı. Ne yapması
gerektiğini düşünüp duruyordu. Aradan günler geçmişti ama hâlâ sağlıklı
düşünemiyordu. İşin en kötü kısmı ise anne ve babasının kendisine soğuk
davranmasıydı. Bu onu çok üzüyordu ve bir çözüm bulması gerekiyordu.
Aklına bir fikir geldi ama kabul edilip edilmeyeceğini bilmiyordu.
Kendisine bir iş bulmalıydı. Gazetelerdeki iş ilanlarına baktı ama istediği
gibi bir iş yoktu. Okurcan simit satıp parayı denkleştirmeyi amaçladı, ama
gazetede böyle bir ilan yoktu. İnternete baktığında kendisine heyecanlandıran
bir fırsat gördü. “2 dakikada 2000 TL
kazanmaya ne dersiniz? “Okurcan hiç düşünmeden oraya tıkladı ve sayfada
özel bilgilerinin istendiğini fark etti. Bunun bir tuzak olabileceğini düşündü
ve hemen bilgisayarı kapattı.
Aklına babasının bir arkadaşı geldi. Selim amca oturdukları
mahallede simit fırını işletiyordu. Babasının arkadaşı olduğu için kendisini
kırmayacağının farkındaydı. Para kazanıp anne ve babasının kredi kartı borcunu
ödeyebilirdi.
4.
BÖLÜM
Ulviye Matlı Fen Lisesi
Karacabey Bursa
Okurcan aklına gelen fikir üzerine bir süre
daha düşündükten sonra Selim amcaya gitmenin gayet mantıklı olduğuna karar
verdi. Hafta sonu fırına gitti.Selim amcaya hatasını ve bunun sonucunda başına neler geldiğini anlattı. Sıra ona buraya neden geldiğini
söylemeye gelmişti. Önce çekinerek sonra da
gururla onun yanında çalışmak istediğini, hatasını telafi etmek için sokakta
simit satabileceğini söyledi. Selim amca Okurcan’a yapmak istediğinin çok güzel
bir şey olduğunu söyledi sonrada “ Hayatın
seyrini medya oldukça değiştirdi. İnsanlar medyada gördükleri,
okudukları yüzünden kapalı alanlardaki satışların sağlıklı ve temiz olduklarına
güvenemiyorlar. Haliyle insanların sokakta satılan bir yiyeceği almamalarına
şaşmamalı. Ayrıca sen daha bir çocuksun ne kadar istesen de senin çalışmak yasak ve oldukça tehlikeli.” dedi. Okurcan da Selim amcaya bu durumda ne yapabileceğini
sordu. Selim amca biraz düşündükten sonra sabahları okula gitmeden önce gazete
ve ekmek siparişlerini dağıtabileceğini söyledi. Okurcan ve Selim amca bir
karara vardıkları için gayet mutluydular.
Ertesi gün Okurcan siparişleri dağıtmaya
erkenden başladı. Bazen insanlar ona neden çalıştığını soruyorlardı. Okurcan
ise onlara bu işi yaparken eğlendiğini ve sorumluluk sahibi olmaya erken yaşta
alışması gerektiğini söylüyordu. Bunu duyan insanlar onu tebrik ediyorlardı.
Okurcan son gazete ve ekmeği sahibine bırakmak için zili çalacaktı ki gazetenin
manşetini gördü: “ EKMEK FIRININDA FARE ZEHRİ” …
Okurcan
bu yazıyı okuduktan sonra aklına Selim amcanın anlattıkları geldi
gerçekten de insanlar güvenememekte haklıydılar. Okurcan şiparişi verdikten
sonra okula gitti. Bütün gün gazetede okuduğu manşeti ve daha bunun gibi
nicelerinin olabileceğini düşündü. Okul bittikten sonra eve giderken bir gazete
aldı ve okumaya başladı. “ RESTORANTTA YEMEKLER VE TEMİZLİK MALZEMELERİ İÇ İÇE” , “ ELDİVENSİZ
PASTANE”…
Manşetler alt alta sıralanırken Okurcan eve
varmıştı. Eve geldiğinde çalışma girişimini öğrenmiş olan anne ve babası onunla
konuşmaya başladı. Her insanın başına böyle şeyler gelebileceğini önemli olanın
ders çıkarmak ve bu gibi durumların üstesinden gelebilmek olduğunu
söylediler. Annesi de babası da onun bu duruma ne kadar çok üzüldüğünü ve
suçluluk duyduğunu anladılar. Bu yüzden Okurcan’ın üstüne fazla gittiklerini
anladılar ve babası ona “ Bizden habersiz çalışmaya başlamana ikimizde çok
üzüldük ama aynı zamanda hatanı anlayarak sorumluluk alman bizi sevindirdi. Bu
yüzden istersen çalışmaya devam edebilirsin ama sakın kendini suçlu hissetme.
Bu gibi durumlar her gün binlerce kişinin başına geliyor.” dedi.
5.
BÖLÜM
Köprüören Tek Termik
Ortaokulu Kütahya
Okurcan, ailesinin
onunla iletişime geçmesinden çok memnundu.Onu anladıkları için mutluydu.Artık
çalışmak zorunda olmadığını öğrenince de rahatladı.Ama o gazete manşetleri
aklına takılmıştı bir kere bunu kendi kafasında aydınlatmadan bu işi
bırakamazdı.Sürekli düşünüyordu “ EKMEK FIRININDA FARE ZEHRİ”…Ya doğruysa?..Çok
korkutucu olan bir gerçeği ortaya çıkarmış olacaktı.Ya da Selim amcanın da
dediği gibi yanlış haberler, insanların ekmek parası kazanmasını ve işlerini
zorlaşıyorsa?Bu gerçeği mutlaka öğrenmeliydi.Zaten kendisi de bu yalan haberler
yüzünden bir sürü hata yapmamış mıydı?Bu düşünceler içinde çalışmaya devam etme
kararı aldı.Ertesi gün fırına gittiğinde ekmekleri dağıtmadan önce lavobaya
girmek istedğini söyledi .Fırının arka
tarafında yer alan lavobaya giderken hızlı bir şekilde etrafı inceledi. Hamurlar
bir cihazın içinde yoğuruluyor el değmiyordu daha sonra da çalışanlar eldiven
ve maske takıyorlardı. Etraf da tertemiz pırıl pırıldı.O an “ama bu haksızlık “
dedi içinden.Yine gerçekleri yansıtmayan bir haber yüzünden insanlar mağdur oluyordu.
Bu duruma çözüm bulmak için hemen düşünmeye başladı. Fırından ekmekleri alıp
çıkarken bir anda:
-Buldum! Diye haykırdı
. Herkes şaşkınlıkla Okurcan’a bakıyordu. Çaktırmadan
-Şeyyy..dedi ve
gülümseyip oradan uzaklaştı.
Aklına gelen çözümü
düşündükçe heyecanlanıyordu. Okula gittiğinde ilk işi öğretmenine anlatıp bu
sene projesinin çalıştığı fırının günlük rutinlerini temizlik hijyen
çalışanların giyimleri davranışlarını incelemek istediğini söyleyecekti. Hatta
öğretmeninden yardım alıp sosyal medya aracılığıyla doğru bilgiyi diğer
insanlara da aktarma fikri de geçti aklından.
6.
BÖLÜM
Mezitli İmam Hatip
Ortaokulu
Okurcan bir hevesle okula gitti ki görülmeye
değerdi. Yüzündeki ifade, kendinden emin, çok şey başarmış kocaman kocaman
adamların haklı gururunu yansıtıyordu. O gururla öğretmeninin karşısına
geçti ve aklından geçen proje fikrini en
ince ayrıntısına kadar öğretmenine anlattı. Proje şöyleydi: Medya, İnternet ve
Sosyal Medya haberlerinin iş yerleri hakkında yaptığı haberleri araştırarak,
haberlerde bahsedilen iş yerlerine
ulaşacak, belediye görevlileri ile birlikte incelemelerde bulunulacak,
iş yeri sahipleri ile röportaj yapılacaktı. Sonra da yanlış ve asılsız haber
yapan yayın organlarının düzeltme yapması için girişimlerde bulunulacak.
Böylece asılsız yere mağdur edilen iş yeri sahipleri kendilerini yine
medya yoluyla aklayabileceklerdi.
Bu proje fikri Okurcan' ın öğretmenini de
heyecanlandırdı. Ayrıntılar üzerinden biraz daha geçtikten sonra bu proje ile
hem okullarının adını duyuracaklar hem de medya yoluyla oluşturulan yanlış algı
tuzakları konusunda ulaşabildikleri herkesi bilgilendirebileceklerdi. Böylece
masum insanlar zarar görmemiş olacaktı.
Aynı hafta içinde (gerekli izinler alındıktan
sonra) Okurcan okulunun konferans salonunda "Medya, Sosyal Medya,
İnternet" konulu bir sunum yaptı. Sunumun organizasyonunu öğretmeni
yaptığından bu Okurcan için zor olmadı.
Okuldaki bütün arkadaşlarına ve öğretmenlerine proje fikrinden de bahsedip
katılmak isteyenleri projesine davet etti. Büyük bir çoğunluk Okurcan 'ın
projesine katıldı. Artık yalnız değildi. Bundan sonra yapılması gereken işe
nereden başlayacaklarına karar verip harekete geçmekti.
7.
BÖLÜM
Ferizli Ortaokulu
Ertesi gün ilk önce
projeye dâhil olan arkadaşlarıyla bir araya gelip bir toplantı
gerçekleştirdiler. Herkes fikrini dile getirdi. Bu projede kimin hangi görevde
bulunacağı kararlaştırıldı. Ortak fikir gruplara ayrılıp iş bölümü yapmaktı.
Birinci grupta yer alan öğrenciler çevrelerinde asılsız haberler yüzünden
mağdur olan iş yerleri hakkında araştırma yapacak ve araştırma sonucunda
gerekli bilgileri sosyal medya hesaplarından paylaşacaktı. İkinci grup
haberlerde bahsedilen işyerlerine ulaşacak ve iş yeri sahipleriyle röportaj
yapacak, üçüncü grup ise belediyeyle iletişime geçip iş yerlerinin
incelenmesinde rol oynayacaktı. Okurcan bu konularda diğer arkadaşlarından daha
çok bilgiye sahip olduğu için ve tecrübelerine de dayanarak grupları koordine
edecekti. Ne de olsa eşekten düşmüşün halini en iyi eşekten düşmüş anlardı ve
sosyal medyadan o da mağdur olmuştu.
Çok vakit kaybedilmeden
birinci gruptaki öğrenciler öğretmenleriyle birlikte ‘’Asılsız Haberlere Son’’
adında sosyal medyada hesap oluşturdular. Edindikleri bilgileri ve konu olan iş
yerlerini buradan duyurabileceklerdi. Gerekli araştırmaları yaptılar.
Çevrelerinde mağdur olan kişileri tespit ettiler ve bu kişiler hakkında yapılan
haberleri derleyip Okurcan ile paylaştılar. Okurcan bilgileri okudu ve ikinci
ve üçüncü grupta bulunan arkadaşları ile paylaştı. Bunun üzerine onlar da vakit
kaybetmeden harekete geçtiler. İşler şimdilik yolunda gidiyordu. Okurcan bu
projenin adım adım ilerlediğini gördükçe mutluluktan ağzı kulaklarına
varıyordu. İnsanlara yardım etmek ve bunun için öncü olmak paha biçilemez bir
gurur yaşatıyordu ona.
8.
BÖLÜM
Bostancılar Ortaokulu/
Şanlıurfa
Aradan birkaç gün geçmişti. Okurcan ve
arkadaşları elde ettikleri bilgileri birbirleriyle paylaşmışlardı. Artık son
aşamaya gelinmişti. Toplanan bilgileri “Asılsız Haberlere Son” adlı sosyal
medya hesaplarında paylaşmak kalmıştı. Bu görevi arkadaşları Okurcan’a
vermişlerdi. Çünkü Okurcan’ın sayesinde bu projeye başlanmıştı. Okurcan
“Asılsız Haberlere Son” sosyal medya hesaplarında bu yaptıkları araştırmayı
paylaşacaktı. Hesaba girdiğinde karşısına reklamlar çıktı. Bu reklamlar
Okurcan’ın dikkatini çekti ve onları izlemeye başladı. Bu reklamları izlerken
bağımlı hâle geldi, sürekli karşısına çıkan her reklama tıklıyor ve onu
izliyordu. Okurcan her gördüğü reklamı beğeniyor ve uyarı mesajı alıyordu buna
rağmen izlemeye ve sayfanın onu yönlendirmesine izin veriyordu. Okurcan
reklamlara o kadar dalmıştı ki yaptıkları araştırmayı sosyal medya hesabından
paylaşmayı unutmuştu. Asıl görevini unutan Okurcan uyarı mesajlarına
dayanamayıp reklamlara bakmayı bıraktı ancak o bu kararı alana kadar tüm
arkadaşları görevlerini bitirmiş bir tek Okurcan kalmıştı. Aceleyle görevi olan
“Asılsız Haberlere Son” ile ilgili bilgileri sosyal medya hesaplarından paylaşmaya
başlayacaktı ki vakit çok geç olmuştu reklamlara olan dalgınlığı nedeniyle
kaybettiği zamanı artık geri almazdı. O an aklına şu geldi asılsız haberler
kadar reklamlarda insanlar üzerinde oldukça büyük bir etki bırakıyormuş.
Ardından sosyal medyada paylaşacağı bilgilerin yanına bir de reklamların
insanlar üzerine olan etkisini konu alabileceği fikri bir şimşek gibi çaktı
aklında. Böylelikle kaybettiği zamanı telafi edebilirdi ve insanlara daha çok
faydalı olabilirdi. Ayrıca “Asılsız Haberlere Son” sosyal medya hesaplarında
reklamlar için de ayrı bir bölüm açılabilirdi. Tüm bu düşüncelerle birlikte göz
kapakları artık gittikçe ağırlaşan Okurcan uykunun güzel kollarına bıraktı
kendini. Gece boyunca rüyasında reklamların renkli dünyasını keşfe çıkan bir
gezgin misali oradan oraya savruldu.
Ertesi sabah çok yorgun olmasına rağmen
heyecanla birlikte epey dinç görünen Okurcan vakit kaybetmeden “Asılsız
Haberlere Son” adlı sosyal medya hesaplarından arkadaşlarının topladığı
bilgileri paylaştı. Kısa süre içerisinde Okurcan ve arkadaşlarının hesabı
birçok esnaf ve mahalleli tarafından hatta tanımadığı insanlar tarafından
takibe alındı. Yapılan paylaşımların altına yorumlar ve beğeniler geldi. Hesap
için gelen her bildirim Okurcan’ın kalbinin hızla atmasına ve yüzünde
istemsizce bir tebbessüme yol açıyordu. Okurcan heyecanına engel olamıyordu.
Aslında Okurcan bu durumdan epey memnun görünüyordu. Bu arada aklının bir
köşesinde yer edinen reklamların insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini de bir
an önce araştırmaya başlamalıydı. İnternette gördüğü reklamların insanlar
üzerinde ürün kalitesini bilmeden tanıtarak algı yanılgısına, zaman ve tasarruf
kaybına neden olduğunu fark etmişti bir kere.
Bu konudan epey rahatsız olan Okurcan insanları bu konu hakkında da
aydınlatmak gerektiğini düşündüğü için bu işin peşini bırakmamaya kararlıydı.
9.
BÖLÜM
Dağkadı Ortaokulu Bursa
Karacabey
Okurcan reklamlar
konusunda bilgilenmek için araştırmalara koyuldu. Araştırma sonuçlarını
projelerinin “Asılsız Haberlere Son” adlı sosyal medya hesaplarından
paylaşmakta kararlıydı. Okurcan için tek bir sorun vardı. O da reklamları
araştırmaya nereden başlayacaktı. Okurcan reklamları araştırmak için bir plan
yapması gerektiğini düşündü. Okurcan yapması gerekenleri düşünürken odasının
kapısı açıldı. Okurcan’ın annesi içeriye girdi ve Okurcan’ı yemek yemeye
çağırdı. Okurcan yemek masasına doğru yol aldı. Bir de ne görsün. Okurcan’ın
dedesi masada okurcanı bekliyor. Okurcan dedesini görünce çok sevindi. Okurcan
dedesinin elini öptü ve masaya oturdu. Okurcan projesi için yaptığı
araştırmalara o kadar çok yoğunlaşmıştı ki dedesinin evlerine geldiğini fark
bile etmemişti. Dedesinin Okurcan’a bir sürprizi vardı. Okurcan uzun süredir
bisiklet istiyordu. Dedesi Okurcan’a bisiklet almıştı. Okurcan ve dedesi
yemeklerini yedikten sonra aşağıya indiler. Dedesi Okurcan’a bisikleti
gösterdi. Artık bu bisiklet senin dedi. Okurcan bu sürpriz karşısında mutluluktan
havalara uçtu. Artık onun da boyuna uygun bir bisikleti vardı. Akşam olmuştu.
Okurcan bisiklete binmek için heyecanla ertesi günü bekliyordu. Okurcan’ın
annesi mısır patlatmış, babası da semaverde çay demlemişti. Okurcan ve dedesi
Okurcan ve arkadaşlarının projeleri ile ilgili konuşuyorlardı. Konu reklamlar
olunca Okurcan dedesine heyecanla şu soruyu sordu: Dede, bana aldığın bisikleti
hangi internet reklamında görerek aldın? Dedesi, ben internete girmeyi
bilmiyorum. Bizim zamanımızda internet mi vardı? İlahi Okurcan. Bizim
mahalledeki Bisikletçi Mehmet’e gittim. Bisikletçi Mehmet çok güvenilir bir
insandır. Yıllardır tanırım onu. Bana birkaç tane bisiklet gösterdi. Ben de
senin için en uygun ve güzel olan bisikleti aldım. Okurcan bu duruma çok şaşırmıştı.
Çünkü alışverişin sadece internet üzerinden yapıldığını düşünüyordu. Nede olsa
her gün evlerine kargo geliyordu. Çünkü annesi ve babası birçok şeyi
internetten alıyordu. Aldıkları ürünler de kargo ile evlerine geliyordu.
Okurcan anladı ki reklamlarda gördüğü ürünleri çevresinde bulunan dükkanlardan
bakarak ve dokunarak alabilirdi. Okurcan bu durum karşısında dedesine şu soruyu
yöneltti: Dede geçmiş yıllarda reklamlar var mıydı?
10.
BÖLÜM
Hasköy Ortaokulu
-Dedesi de: Oğlum
elbette reklamlar az da olsa mecmualarda ya da gazetelerde vardı. Onlara bakıp yanılanlar
da oluyordu; fakat bu kadar çok sosyal medya-reklam zorbalığı ve
dolandırıcılığı olmuyordu, olamıyordu. Ürünü reklamlarda görüp merak eden kişiler,
gördüklerini yine dükkanlara gidip alıyordu. Böyle görerek ve dokunarak
aldıkları için de insanlar birbirlerine güveniyorlar; itimat ediyorlardı. Bir
sorun çıktığında da satıcıya gidip ürünü ya değiştiriyorlardı ya da iade
edebiliyorlardı. Şimdi öyle mi? Her gün haberlerde yeni bir dolandırıcılık türü
ya duyuyoruz; ya da bununla ilgili haberler okuyoruz. Ama neden bir düşün
bakalım, Okurcan? dedi dedesi.
Okurcan, dedesinin
söylediklerini şöyle bir düşündü. Evet gerçekten de ne kadar çok haber
çıkıyordu. Kendisi de bu tuzağa düşmemiş miydi? İnternette gördüğü bir reklam cildini
neredeyse geri dönülmez bir şekilde mahvedecekti. Kendi kendine “İşe buradan
başlamalıyım” dedi. Derin bir nefes aldı. İçinden geçenleri paylaşmadan “
Neden, dede?” dedi.
-“Okurcan, insanlar
tanıdıkları, bildikleri insanlara güvenirler. Sen şimdi gelsen bana, benden bir
şey satın alsan, beni tanıdığın bildiğin için ben sana yanlış, hatalı yada
bozuk bir ürün satabilir miyim? Satamam. Satsam yerim belli, izim belli,
dükkanım belli. Sen beni gidip rahatlıkla şikayet edebilir misin? – Evet. İşte
bu yüzden yüz yüze de olsa internet üstünden de olsa alışveriş yaparken mutlaka
bildik tanıdık firmalardan alışveriş yapmalıyız ki bir sıkıntımız olduğunda ya da
ürün iadesinde sorun yaşamayalım. İnternet üstünde gördüğümüz her firmayı
güvenilir zannedersek, dolandırıcılar, her gün daha yüzlerce hatta binlerce
insanı dolandırmaya devam ederler. İnternetten alışveriş her ne kadar bize
zaman tasarrufu yaptırsa da bu bize zarar olarak geri dönebilir de. Eğer
zamanımız varsa internetten değil gidip görerek almayı tercih etmeliyiz.
-Okurcan: Peki ya
dedeciğim bizler böyle bilinçsizce internetten almaya devam edersek nasıl
olacak bu dolandırılan insanların hali?
-“ Eğer bilinçsiz
insanlar böyle para kazanan dolandırıcılara kanıp alışverişe devam ederlerse
dolandırıcılara da gün doğacak. Günden güne çoğalacaklar.
Okurcan artık herşeyin
farkındaydı. İnternetin iyi yüzünü bildiği gibi kötü yüzünü de biliyordu.
Güvenilir olmayan sitelerin ne kadar korkunç olduğunu. Kişisel bilgilerin ve
şifrelerin ulu orta her yerde paylaşılmaması gerektiğini. Yalan haberlerin ne
kadar hızlı yayıldığını. Reklamların, özellikle yanıltıcı reklamların başta
zaman olmak üzere pek çok şey kaybettirdiğini. Her zaman güvenilir yerlerden ve
mümkünse görerek, dokunarak alışveriş yapılması gerektiğini. Okurcan artık
bunların hepsini biliyordu. Hatta halkı bu konuda bilinçlendirmek için
arkadaşlarıyla kurdukları bir sosyal medya siteleri bile vardı. Okurcan'ın
bundan sonraki en büyük hedefi :iki yüzünü de bildiği sosyal medya hakkında
kendi bildiği şeyleri ulaşabildiği en geniş çevreye yaymak, toplumu uyarmak ve
bilinçlendirmekti.